Velimeşe Mahallesi’nde gerçekleştirilen ve Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel’in yanı sıra Ergene Kent Konseyi Başkanı Ercüment Tuncay, Ergene Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Doğan Durmaz, Velimeşe Mahallesi Muhtarı Mehmet Erkul ile Yulaflı Mahallesi Muhtarı Mehmet Gün’ün konuk olarak yer aldığı program sosyal medya platformlarından canlı olarak yayımlandı.
“Hiç kimse sanayiye karşı olmadı”
Bölgemiz sadece sanayi bölgesi olarak değerlendirilmemeli Türkiye ekonomisinin can damarı tarımı da yaşatmak zorundayız diyen Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel, “Çünkü sadece sanayi hamlesi ile kalkınacak konumda değiliz. Biz yıllarca tarım yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Çiftçilerimiz hala Türkiye’de üretilen ayçiçeğinin büyük bölümünü bölgemizde üretiyor. Eskiden ülkemizin tahıl ambarı Konya’ydı ama bana göre artık Trakya. Çünkü Anadolu toprakları kurak geçiyor. Bu açıdan biz daha şanslıyız. Bu nedenle de tarım topraklarımızı korumak zorundayız. Burada kimse hiçbir zaman sanayiye karşı olmadı, olamaz da. Bölgenin en önemli ve ortak sorunu Ergene Nehri. Hükümet bu konuda adım attı ama geciken bir proje 2011 yılından beri 11 yıl geçmiş, sınıfta kalmışız demektir” dedi.
“Bu havayı hep beraber soluyoruz”
Başkan Yüksel ayrıca, “Arıtma bitti, şu anda atık sular toplanıp arıtmaya verilecek oradan da Marmara Denizine dökülecek. Bu safhada bölge halkımız sıkıntıyı yaşıyor. Bizler bölgemizde yaşayan bu sorunları yakından hisseden insanların temsilcisiyiz bu sorunlara kayıtsız kalamayız, kalmamalıyız, kalmıyoruz da. Benim zamanımın bir bölümü Sağlık Mahallesinde geçiyor, ofisim orada. Cumartesi – Pazar da oradayım. En büyük sıkıntıyı dereye yakın olan yerler yaşıyor. Sağlık Mahallesi, Yeşiltepe Mahallesi, Velimeşe, Yulaflı yaşıyor. Bu havayı bizler hep beraber soluyoruz” diye konuştu.
“Vatandaşın sesiyiz, sesi olmak zorundayız”
Başkan Yüksel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu anda derin deşarj yapılıyor diye sanayi kısmında da bir gevşeme görüyorum. Arıtmaları çalıştırmadan doğrudan verenler var. Bunların denetlenmesi gerekiyor. Zaman zaman da nereden geldiği belli olmayan sularla karşılaşıyoruz. Bizler de bu konulara yerel yönetimler olarak, sivil toplum kuruluşlarımız ve mahalle muhtarlarımızla kayıtsız kalamayız. Biz vatandaşın sesiyiz, sesi olmak zorundayız ve sesimizi de duyurmak zorundayız.”
Yorum Yazın