KIRKLARELİ (AA) UFUK ERTOP Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat sürecinde komutanları tarafından zorla emeklilik dilekçesi imzalatılan emekli binbaşı Muhittin Yılmaz o zor günleri hüzünle hatırlıyor.
Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat döneminde Kocaeli'nin Gebze ilçesindeki 115. Topçu Alay Komutanlığında binbaşı olarak görev yaptığını, eşinin başörtülü olması nedeniyle baskılar ve soruşturmalara maruz kaldığını, meslekten ihraç edilmekle tehdit edildiğini söyledi.
O dönemki komutanının "Hanımını gören irticacılar yürekleniyor, 'medeni kıyafet' dedikleri kıyafete geçmesini sağla" diyerek kendisine telkinlerde bulunduğunu anlatan Yılmaz, hafızasından atamadığı o günleri şöyle anlattı:
"Özel hayatımızın kontrol altına alınması için ellerinden geleni yaptılar. Türk Silahlı Kuvvetlerinin her yerinde oldu ama bulunduğum birlikte binbaşı rütbesinde sadece benim eşimin başı örtülü olduğu için benimle birebir ilgileniliyordu. Dönemin kolordu komutanıyla alay komutanı bir gün beni çağırdılar 'Seni son defa uyarıyoruz, hanımının başını açtırmazsan gözünün yaşına bakmayız, silahlı kuvvetlerden atarız.' dediler. Bana 1 ay süre verdiler ve 'tedbirini al' dediler."
"Eşimi nizamiyeden arabanın bagajında çıkarıyordum"
Komutanlarının eşini ikna etmek için lojmanda kaldığı eve geldiğini belirten Yılmaz, tehditlere rağmen inançlarından ödün vermediklerini bildirdi.
O dönem kendilerince tedbirler almaya çalıştıklarını anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başörtüsü nedeniyle eşimi lojmana arabanın bagajında götürüyordum. Nizamiyede askerlere emir vermişler. Düşünün, bir binbaşı nizamiyeden geçerken eşinin başı kapalı diye 'Komutanım lütfen girmesin.' diyor. Bununla muhatap olmamak için kendimizce geçici olarak tedbir aldık. Evden bir şekilde dışarı çıkmamız lazım, ihtiyaç var, işimiz var. Nizamiyede de askerle muhatap olmamak için bulunduğumuz apartmanın altında kömür dairesinin girişine arabayı yanaştırıyordum, hanımı bagaja bindiriyordum. Çocuklar önde hanım bagajda.
Asker bakıyor başörtülü kimse yok arabada, şartlar tutuyor, 'Geç' diyor. Dışarıda hanımı bagajdan indiriyorum, işimizi bitirerek eve döneceğimiz zaman akşam yine bagaja hanımı bindirip nizamiyeden geçiyoruz. Uzun süre bu böyle devam etti. Çocukların da psikolojilerini düşünün. Hangi irticadan bahsedeyim onlara, neyi anlatayım."
İkna edemeyeceklerini anlayan komutanlarının kendisinden zorla emeklilik dilekçesi aldıklarını ifade eden Yılmaz, çok sevdiği mesleğine veda etmek zorunda kaldığını anlattı.
Yılmaz, YAŞ kararlarıyla ihraç edilenlere o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın sahip çıktığını ve kendisini de belediyede işe aldığını sözlerine ekledi.
Yorum Yazın