PANDEMİDE YÜKSEKOKULLARDA YAPILAN ÇALIŞMALARI ANLATTI
GÜNDEMTekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) Müdürü Prof. Dr. İlker Özmutlu, Üniversitenin YouTube Kanalı NKÜTV’de canlı olarak yayınlanan ‘NKÜ GÜNDEM’ programına konuk oldu.
Yapımcılığını Üniversite Dış İlişkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Selçuk Eti’nin yaptığı; yönetmen ve sunuculuğunu ise Üniversite Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğr. Gör. Dr. Yıldırım Onur Erdiren’in üstlendiği ‘NKÜ GÜNDEM’ programında Prof. Dr. İlker Özmutlu, pandemi sürecinde Yüksekokullarında ne gibi çalışmalar yapıldığını anlatarak başladığı konuşmasında “Pandemi süreci artık evrensel bir süreç. Hepimiz için aynı şekilde, hayatımızın her alanını etkiledi. Tabii ki eğitim boyutu da bu işin en büyük aksayan yönlerinden bir oldu. Bizler mümkün olduğu kadar pandemi sürecini etkin ve verimli bir şekilde yürütmeye gayret gösteriyoruz” dedi.
Prof. Dr. İlker Özmutlu, canlı yayın boyunca Öğr. Gör. Dr. Yıldırım Onur Erdiren’in öğrencilerden gelen eposta ve sosyal medya mesajları ile şekillenen aşağıdaki sorularını yanıtladı.
Uzaktan eğitimi çok başarılı bir şekilde yürüten Üniversiteler arasındayız. Online süreci uygulamalı alanlar da olduğunu bildiğimiz Yüksekokulunuzda nasıl yürütüyorsunuz?
“Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü için bu sorun biraz daha ön plana çıktı. Çünkü teorik derslerin yanında uygulamalı dersler veren bir bölümümüz ve eğitim sürecinin yaklaşık %50 - %60’ına karşılık gelen bir süreç bu. İlk başlarda çok zorlandık. İlk dönem, başta neler yapılabilir şeklinde değerlendirdik. Sonuçta adapte olmak zorundaydık ve bunu başardık. Arkadaşlarımız da bu süreci en etkin ve verimli bir şekilde kullanmaya gayret gösteriyorlar. Yüz yüze eğitim gibi olmasa da hedeflemiş olduğumuz bilgi ve becerileri öğrencilerimize kazandırma konusunda en etkili bir şekilde uzaktan eğitim sürecini kullanmaya gayret göstermekteyiz.”
Pandemi süreci dolayısıyla bazen soru işaretleri oluyor öğrencilerin kafasında. Bunları gidermek için neler söylemek istersiniz?
“Teorik derslerle ilgili bir sorun yaşamadık. İşin sadece uygulama boyutunda sıkıntılar yaşadık. Örneğin bir yüzme dersinin, voleybol, futbol, basketbol dersinin uzaktan eğitim süreci çok zor bir süreç. Çok mümkün olmamakla birlikte, başka bir çözüm yolumuzun olmadığını göz önüne alırsak, mümkün olduğu kadar adapte olmaya ve süreci etkin bir şekilde yürütmeye çalıştık. Ama umut ediyorum; yeni eğitim ve öğretim yılında bu süreç bir şekilde atlatılır ve öğrencilerimizle tekrar yüz yüze eğitime geçeriz. Çünkü öğrencilerimizden aldığım dönütler onların da bu süreçten çok sıkıldığını gösteriyor. Öğrencilerimiz de artık pandeminin eğitim süreçlerini olumsuz şekilde etkilediğinin farkındalar.”
Pandemi döneminde evlerde izole olsak da hareketsiz kalmamalıyız. Spor hayatımızın bir parçası olarak kalmalı. Belli başlı egzersizleri yapmalıyız. Siz bu konuda ne öneriyorsunuz?
“Pandemi sürecinde biz insan hayatının ne kadar önemli olduğunu anladık. Bir yürüyüşün dahi insan hayatı için kıymetli olduğunu anladık. Pandemi öncesi düzenli spor yapan kişiler, bu süreçte bundan uzak kaldılar. Ancak fiziksel aktiviteyi ve egzersizi elden bırakmamak gerekiyor her şeyden önce. Spor salonları kapalı, spor alanlarına ise temkinli yaklaşıyoruz; ama bizler bulunduğumuz her alanı hareket etmek için bir hareket alanına dönüştürebiliriz. En basitinden evde ya da ofiste sandalyede otururken bile egzersizler yapmak gayet mümkün. Egzersizler bu süreçte hareketsiz kalmamızın önüne geçecektir. Önerebileceğim başka şey, pandemi önlemlerine dikkat ederek yapılacak düzenli yürüyüşler. Burada bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Özellikle tempolu yürüyüşlerde veya imkân bulduğunuz hafif tempolu koşularda maskeyle beraber yürüyüş temposunu artırmak ya da koşu temposuyla hareket yapmak, sağlık açısından bu anlamda büyük problemler oluşturabilir ki bu da pandemi sürecinde yapılan bilimsel çalışmaların ortaya koymuş olduğu bir sonuçtur. Çünkü yüksek harekette aldığınız oksijen miktarı bir noktada azalacak, maske de bu oksijen azalımını en üst düzeye çıkartıyor. Doğal olarak hücrelere giden oksijen miktarı azalmış oluyor ve bunun cidden kötü sonuçları oluyor. Normal yürüyüşlerde maskeyle bir problem yaşamazlar ama tavsiyem maskemiz varken tempolu yürüyüş ve hafif koşular gibi tempolu egzersizlerin yapılmamasına dikkat edilmesidir.
Bu süreçte en sağlıklısı açık havada mı, yoksa spor salonlarında mı sporun yapılmasıdır?
“Bilimsel çalışmalar virüsün kapalı alanlarda daha hızlı bulaştığını ortaya koymakta. O zaman açık alanda, bulaşma ve yayılım hızı daha düşük olduğuna göre kalabalık bakımından daha seyrek alanlarda açık havayı tercih etmek daha doğru bir yol olacaktır. Malum, Üniversitemizin de spor alanları var. İki tane fitness salonumuz var, spor salonumuz var. Çocuklara yönelik faaliyetler yaptığımız jimnastik salonumuz var. Bunların şuan tamamı kapalı, buraların kapalı alan olmasından dolayı. Çünkü bulaşma riski çok yüksek. Biz bu süreçte daha çok, seyrek ve açık alanları tercih edersek daha faydalı olur diye düşünüyorum. Ev ortamında ise açma germe veya duvar egzersizleri gibi hareketler yapılabilir. Merdiven çıkmak gibi günlük hayatta yaptığımız hareketler de, biraz daha planlı yaptığımızda ve temposunu artırdığımızda egzersiz oluyor.”
BESYO olarak Pandemiden önce ve Pandemi sürecinde ne gibi faaliyetleriniz var?
“Pandemiden önceki süreçte gerçekten biz çok aktiftik her anlamda. Sportif faaliyetler, bilimsel araştırmalar ve akademik çalışmalar gibi birçok alanda çok aktif bir şekilde eğitim ve öğretim süreci yürüyordu. Bu alanlarda başarılarımız da çok fazladır. Sportif alanda, hem takım sporlarında hem bireysel sporlarda ulusal ve uluslararası müsabakalarda birçok başarımız mevcut. Fakat pandemi süreci başladığında iş biraz daha farklı bir yöne kaydı. Sportif faaliyetlerin, en azından uygulamalı anlamda tamamı durdu. Tabii ki öğrencilerimiz için bu süreçte, en azından Spor Bilimleri camiasının içinde tutabilmek adına, çünkü sadece derslerle olmuyor, ‘Neler yapabiliriz?’ dedik. Hocalarımızla beraber çevrimiçi etkinlikler, söyleşiler düzenlemeye başladık. Bugüne kadar 10’ün üzerinde böyle etkinlikler yapmışızdır. Alanında uzman Hocalarımız var. Hocalarımız kendi alanlarıyla ilgili güncel, bilimsel çalışmaları araştırıp derleyip öğrencilerimize online etkinliklerimiz aracılığıyla sunumlarını yapmaktalar. Sadece Üniversitemizden değil dışarıdan da davetli konuşmacılarımız oldu. Paydaşlarımızı davet ediyoruz; örneğin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüzden davetlilerimiz oldu, başka Üniversitelerden akademisyenlerden davetlilerimiz oldu. Gelecekteki etkinliklerimizde dünya genelinde başarılı olmuş sporcularımızı konuk edeceğiz. Burada amacımız öğrencilerimizi hem Spor Bilimlerinin içerisinde tutabilmek, hem de onların spor ve meslekî kariyer anlamında farkındalığını artırabilmek. Bu anlamda bu etkinlikler devam edecek. Bunlardan başka sosyal sorumluluk projeleri de gerçekleştirdi öğrencilerimiz. Örneğin pandemi sürecinde özellikle 65 yaş yasağının olduğu dönemde öğrencilerimiz, evden çıkamayan fakat egzersize ihtiyaç duyan vatandaşlarımız için egzersiz programları hazırladılar ve pandemi önlemlerine uyarak evlerde uygulamalarını yaptılar. Hocalarımızın yardımıyla birebir onlara egzersiz reçetesi hazırladılar. Daha sonra sokak hayvanları ile ilgili çalışmalar yaptılar. Oyun alanı çizilmeyen okullara ve bahçelere oyun alanları çizdi öğrencilerimiz. Daha başka, ulusal anlamda çok ses getiren bir etkinlik yaptık geçen yıl 19 Mayıs’ta. Öğrencilerimiz Türkiye’nin dört bir yanından bir araya gelerek bir video hazırladılar, ‘Gençliğin Ata’ya Cevabı’ diye. Ulusal basında da çıktı bu; biz çok mutlu olduk. En son birkaç ay önce, Üniversitemizin adını taşıdığı Vatan Şairimiz Namık Kemal’in anısına onun doğum gününde, pandemi koşullarına uygun şekilde öğrencilerimiz kampüsümüzde fidan dikim etkinliği gerçekleştirdiler. Öğrencilerimiz işin sadece sportif boyutuyla değil, aynı zamanda içinde yaşadığımız topluma karşı sorumluluklarını da yerine getirmektedirler.”
Öğrencilerinizin katıldıkları yarışmalardaki başarılarından bahseder misiniz?
“Pandemi öncesi süreçte biz bu çalışmaları çok güzel yürüttük. Ulusal bazda takım sporlarında bölgede gerçekten çok etkin bir Üniversite olduk. 2019 eğitim – öğretim sürecindeki Üniversite Sporları Federasyonunun yaptığı faaliyetlerde Süper Lig’de ve 1. Lig’de takımlarımız vardı. Bu gerçekten çok sık rastlanan bir durum değildi. Aynı anda Üniversitemizin 3’ten, 4’ten fazla takımı hem Süper Lig’de, hem de 1. Liglerde müsabakalarda bizi temsil etti ve başarılı oldu. Rektör Hocamızın da bize bu noktada çok büyük destekleri var. Kendisi sporun içinden gelen biri olduğu için sağ olsun bu anlamda bizi destekliyor. Uluslararası sporlarda da daha çok bireysel sporlarda çok büyük başarılar elde ettik. İslam Oyunları Şampiyonluğumuz var, Balkan Şampiyonluğumuz var, Avrupa ikinciliğimiz var, Dünya ikinciliğimiz var. Bu çocuklarımız Karate, Tekvando, Judo, Kickboks gibi daha çok savunma sporlarına yönelik branşlarındaki öğrencilerimiz. Bunlar yurtdışında hem Ülkemizi temsil ediyorlar, ama aynı zamanda gittikleri her müsabakada Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesinin Flamasını açıyorlar. Bu tabii ki bizler için çok büyük bir gurur kaynağı.”
Yüksekokulunuzun Kırkpınar Pehlivanlarına yönelik kontenjan durumunu biraz açar mısınız?
“Bu konu bizim için gerçekten çok güzel bir planlama oldu. Ulusal basında gerçekten çok güzel yankı uyandırdı. Birçok ulusal kanalda Rektör Hocamız Prof. Dr. Mümin ŞAHİN konuk oldu, keza ben konuk oldum. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulumuza öğrenci alımı her yıl özel yetenek sınavı ile yapılmaktadır. Her bölüm için Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından verilen toplam kontenjan; genel kontenjan, milli sporcu kontenjanı, sporcu özgeçmişi kontenjanı, engelli sporcu ve yabancı uyruklu öğrenciler kontenjanı olarak belirlenmektedir. 2021 yılı özel yetenek sınavıyla beraber Yüksekokulumuzda ilk defa Kırkpınar yağlı güreşlerinde derece yapan pehlivanlarımız için de özel yetenek sınavımızda 3 Spor Yöneticiliği Bölümünde, 3 de Beden Eğitimi Öğretmenliğinde olmak üzere toplam 6 kontenjan ayıracağız. Burada hem ata sporumuza sahip çıkmayı amaçlıyoruz, hem Cihan Pehlivanı namıyla bilinen Tekirdağlı Hüseyin Pehlivan’ın adını yaşatmak istiyoruz, hem de güreşçilerimizi bir nebze olsun mutlu etmek istiyoruz. Tekirdağ’ın gururu Hüseyin Alkaya, yani Tekirdağlı Hüseyin Pehlivan, 1934-1942 yılları arasında üst üste 9 defa, toplamda 13 defa Kırkpınar başpehlivanı olmuş ve bu rekoru daha sonra kırılamamıştır.”
Yeni dönem için yetenek sınavına hazırlanan öğrenciler var. Onlara tavsiyeleriniz nelerdir?
“Özel yetenek sınavıyla öğrenci aldığımız için Üniversitemizi daha çok ne istediğini bilen, amaçları ve hedefleri olan, geçmişte bir spor kültürü, bir spor yaşantısı ve tecrübesi olan öğrenciler tercih ediyor. Farklılığımız nerede ortaya çıkacak? Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesini tercih eden öğrenciler öncelikle bizim buradaki kurumsal kültürümüze uyum sağlayacak. Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, toplumun değerlerine saygılı ve gelecekte bizleri başarılı bir şeklide temsil edecek öğrencilere ihtiyacımız var. Bunun yanında tabii ki sportif anlamda başarılı öğrencilere ihtiyacımız var. Zaten sınav sistemimiz de ona uygun şekilde düzenleniyor. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü, baktığımızda ülke genelinde gerçekten tercih edilen bir bölüm oldu. Bunun birçok nedeni var ama en büyük nedeni Üniversitemizin coğrafi konumundan kaynaklanan avantajı, yani İstanbul gibi bir metropole yakınlık. İkincisi de tabii ki mezun olan öğrencilerimizin bizim tanıtımımızı iyi yapmaya başlaması. Onların deneyimleri ve önerileriyle Üniversitemizi her geçen yıl daha fazla tercih etmeye başladılar. Dolayısıyla başvuru sayımız da katlanarak artıyor ki bu yıl pandemi sürecinde bile çok fazlaydı. Ayrıca pandemi sürecinde önlemlere uygun gerçekleştirdiğimiz bu sınavdaki başarımız ile de örnek olduk.”
Tek bir özel yetenek sınavı ile alınan öğrenciler daha sonra alanlarında bölümlere ayrılıyor mu?
“Bizim iki tane aktif bölümümüz var; Beden Eğitimi Öğretmenliği ve Spor Yöneticiliği. Öğrenciler buralara tercihle başvuruyorlar. Öğrenci ilk tercihine yerleşemediğinde ikinci tercihine yerleşebiliyor. Baktığımız zaman tek bir sınav formatı, tek bir seçme yöntemi ama eğitimler bir birinden tamamen farklı. Çünkü Beden Eğitimi Bölümünde biz eğitimci, Spor Yöneticiliği bölümünde ise yönetici yetiştirmeye çalışıyoruz. Ders içerikleri uyum göstermekte ama bölümlerin hedefi ve amacı farklı.
Genç kuşak sporculara baktığımızda spor salonunda çalışmak isteyen, sosyal medyada kendini duyurmak isteyenler için pilates ya da fitness gibi alanlar revaçta görünüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
“Evet şimdi rağbeti olan fitness gibi, personel trainer gibi günümzde revaçta olan branşlar bunlar. Zaten öğrencilerin bir şekilde bu alanlarda kendilerini yetiştirmeleri gerekiyor. Ülkemizde 90’ı aşkın Üniversitede Beden Eğitimi bölümü var. Doğal olarak her yıl verilen mezun sayısını göz önüne aldığımızda gerçekten çok büyük bir rakam oluyor. Hal böyle olunca öğrencilerimiz bir şekilde özel sektörde kendilerine istihdam alanı arıyorlar. Rekabet edebilmek için, öne çıkabilmek için diplomalarının üzerine, özel sektörde de olabilmek için kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Farklılaşmak için belli başlı bilgi ve becerileri kendinize kazandırmanız gerekiyor.”
Prof. Dr. İlker Özmutlu konuşmasını “Pandemi süreci daha ne kadar sürecek bilemiyoruz. Öğrencilerimizden benim ricam, lütfen uzaktan eğitim dahi olsa almış olduğunuz eğitimlere lütfen önem verin. Hocalarınız size en doğru, en güncel bilgiyi sunabilmek için çok büyük çaba sarf ediyorlar. Bu anlamda Hocalarımıza ve tüm eğitim camiasına şükranlarımızı sunuyorum. Gerçekten çok büyük bir özveriyle çalışıyor Hocalarımız. Mezun olacak öğrencilerimizin de ileride Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesini en iyi yerlerde temsil edeceklerine inanıyorum ve onlara güveniyorum” temennisiyle bitirdi.
İlginizi Çekebilir