© Manşet 59

İstilacı İsrail sazanı içme suyu havzalarını tehdit ediyor

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Emiroğlu: ”Bu balıklar o kadar çoklar ki çok miktarda dışkı bırakıyorlar. Doğal bir gübreleme yapmış oluyorlar ve sulak alanlarımızın ekolojik sistemini bozuyorlar. Diğer türlerle çok ciddi rekabete giriyorlar ve onların yok olmasına sebebiyet veriyorlar”

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Emiroğlu, halk arasında "İsrail sazanı" olarak bilinen Carassius Gibelio istilacı balık türünün iç sulardaki ekolojik yapıyı bozduğunu, içme suyu havzaları için tehdit oluşturduğunu söyledi.

Prof. Dr. Emiroğlu, istilacı türlerle ilgili düzenlenen toplantıya katılmak için geldiği Edirne'de AA muhabirine, Uzak Doğu kökenli İsrail sazanının geçen yüz yılın sonundan itibaren Türkiye'de görülmeye başlandığını söyledi.

İç sularda görülen ve istilacı bir tür olan İsrail sazanının popülasyonunun ciddi şekilde arttığını anlatan Emiroğlu, bu durumun beraberinde pek çok sorun getirdiğini vurguladı.

Emiroğlu, bu balığın ginogenetik üreme özelliğine sahip olduğunu belirterek, "Yani diğer balık türlerinin spermlerini çalıyor. Dolayısıyla bu tür çok çoğalırken diğer türler çoğalamıyor ve çoğu dişilerden oluşan bir popülasyon oluşturuyor. Bundan dolayı çok fazla sayıda çoğalıyor." dedi.

Emiroğlu, şöyle devam etti:

"Bu balıklar o kadar çoklar ki çok miktarda dışkı bırakıyorlar. Doğal bir gübreleme yapmış oluyorlar ve sulak alanlarımızın ekolojik sistemini bozuyorlar. Diğer türlerle çok ciddi rekabete giriyorlar ve onların yok olmasına sebebiyet veriyorlar. Eğer bu türlerle ilgili yeterli mücadeleyi yapmazsak çok kısa sürede birçok içme suyu havzamızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Zaten su kıtlığı olan bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde şu anda ciddi anlamda kayıplar yaşıyoruz. Bu istilacı balıklar ekolojik kayıpların ve su kalite kayıplarının artmasına sebep oluyor."

İsrail sazanıyla mücadele için dünya genelinde oturtulmuş bir yöntem olmadığını, türün etkisini en aza indirecek önlemlerin alınması gerektiğini ifade eden Emiroğlu, şunları kaydetti:

"Yapılması gereken, bu balıkları ortamdan çekmek. Ama çok küçükken çok sayıda yavru bırakabiliyorlar. Yılda 34 kez yumurta bırakabiliyorlar. Bununla mücadele etmenin en doğal ve en kolay yolu, var olduğu yerden başka bir yere taşımamak. İkincisi de bakanlığın projeleriyle bu balıkların popülasyonlarını düşürecek çalışmalar yapmak."

Emiroğlu, İsrail sazanının çok kılçıklı olduğu için Türk halkı tarafından pek tercih edilmediğini sözlerine ekledi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER