Edirne’de ilaç mümessilinin ”klasik otomobil restore hobisi” tutkuya dönüştü
GÜNDEMTrakya Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Murat Erşen: ”Çalışmalarımızda modifiye olmuyor, bu kavramı kullanmıyoruz. Orijinalliğini kaybetmiyorlar. Araca döşeme, direksiyon, görsel gösterge ve renk gibi alanlarında kişisellik katıyoruz” ”Her şeyden öte çalışmalardaki nihai hedefim yaptıktan sonra aracı bir sanat eseri gibi gururla izlemek”
EDİRNE (AA) Edirne'de yaşayan klasik araç tutkunu ilaç mümessili işlerinden arta kalan zamanlarında atölyesinde eski araçları restore ederek yeniliyor.
Trakya Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Murat Erşen, tutkunu olduğu klasik araçları yenileme hobisini gerçekleştirmek için 5 yıl önce kolları sıvadı, önce bir atölye tuttu ardından çeşitli aletlerle burayı donattı.
Kravat ve takım elbisesiyle sağlık kuruluşlarında mesleğini icra eden Erşen, mesai bitimi akşam vaktinde ise tulumunu giyerek atölyesine koşuyor. Bugüne kadar 3 otomobil ve 1 minibüs yenileyen Erşen, atölyesinde radyosundan açtığı türküler eşliğinde şu an 1965 ve 1966 model araçları yenilemek için uğraş veriyor.
Kendisini "klasik araç restoratörü" olarak niteleyen Erşen, AA muhabirine araç yenilemeye hobi olarak başladığını söyledi.
Bir tutku olduğu için her geçen gün klasik araçlara ilgisinin katlandığını anlatan Erşen, salgın döneminde atölyede çok zaman geçirmesiyle bu hobinin daha üst düzeye çıktığını belirtti.
Karantina döneminde aldığı iki otomobili yenilemeye devam ettiğini anlatan Erşen, "Kovid19 salgınında sokağa çıkma kısıtlamaları döneminde çalışmalarımı hızlandırdım. Bu süreç içerisinde pandemi başlarken 2 araç almıştık. 1965 ve 1966 model iki aracımız var. Genelde vosvos restorasyonu ve kişiselleştirmeleri yapıyorum. Burada yaptığım iş şu, buradaki bütün ustalar benim. Elektrik olsun, kaporta olsun, mekanik olsun gerekse yeni proje prototiplerinin çıkartılması olsun bunların hepsini atölyede yapıyorum." diye konuştu.
Erşen, çalışmalarında eşi ve oğlunun da zaman zaman desteğini gördüğünü belirtti.
Araç restoresinin pahalı bir uğraş olduğunu ancak tutkusundan da vazgeçemediğini ifade eden Erşen, şunları kaydetti:
"Aslında farklılığımız şu standart restorasyonların yanı sıra kişiselleştirme ön plana çıkıyor. Şu an yaptığımız 2 aracımıza da farklı kişisellik katmak istiyoruz. Çalışmalarımızda modifiye olmuyor, bu kavramı kullanmıyoruz. Orijinalliğini kaybetmiyorlar. Araca döşeme, direksiyon, görsel gösterge ve renk gibi alanlarında kişisellik katıyoruz. Sürekli internet üzerindeki yayınları araştırıyoruz. Açıkçası bu işi yaparken gören birçok arkadaşım heyecanla 'ne zaman bitireceksin finali görelim' diyor, bu da beni heyecanlandırıyor."
Klasik araç bir tutkudur
Erşen, klasik araç restoratörünün yaptığı işi iç mimarlığa benzettiğini belirtti.
Kişiselleştirmelerinde araçları bütünleştirmeye çalıştığını dile getiren Erşen, şu değerlendirmede bulundu:
"Parçaları genelde dijital platformlardan temin edebiliyorsunuz. Bazı arkadaşlar bu parçaları yurt dışından getirip satışa çıkarıyor, sürekli takip etmeniz gerekiyor. Tabii restorasyonunu yaptığımız araçlar eserimiz oluyor. Fabrikadan çıktığı dizaynından farklı kişisellik kazanıyor yeni haliyle.
Bu araçları çok isteyen ve sahip çıkabilecek kişilere satabiliyoruz. 1966 model vosvos dizayn etmiştim, onu çok yakın bir arkadaşımıza 85, 90 bin lira bandında teslim ettik aracı. Şu an yapımına devam ettiğimiz araçlar tabii içinde kullanabileceğimiz malzeme kalitesi ve argümanları da eklerseniz 150, 200 bin lirayı buluyor. Her şeyden öte çalışmalardaki nihai hedefim yaptıktan sonra aracı bir sanat eseri gibi gururla izlemek."
İlginizi Çekebilir